KEDİLİ EVLERİN HİKAYESİ

Bir Mırlama Uzağında Huzur
Bazı sabahlar, alarmın sesiyle değil, yumuşak bir patinin dokunuşuyla uyanırsın. Gözlerini açtığında, başucunda seni izleyen o kedi bakışıyla karşılaşırsın; ne telaş vardır o bakışta, ne de beklenti… Sadece Buradayım.” der gibi bir sessizlik. Ve o an anlarsın: huzur aslında çok uzaklarda aradığın bir şey değilmiş yalnızca bir mırlama kadar yakındaymış.
Bir kedinin yanına kıvrılıp, onun ritmik nefes alışlarını dinlemek gibisi yoktur. Dünya hızla dönerken, onlar kendi küçük evrenlerinde zamanı durdurur. Mırlamaları hem insanlar hem de kendileri için şifalıdır. Kalp atışını düzenler, stresi azaltır, kasları gevşetir. Ve sen farkında olmadan, o ritme kapılırsın. Nefesin yavaşlar, düşüncelerin sakinleşir, kalbin yumuşar. O anlarda insan, hiçbir şey yapmadan da “var olmanın” yeterli olduğunu fark eder.
Kediler, insanın içine sessizce dokunur. Bize sabrı öğretir. Sevgiyi dayatmadan, kendi sınırlarıyla yaşarlar. Belki de bu yüzden yanlarında huzurlu hissederiz. Ne nasihat verirler, ne de “her şey düzelecek” derler. Sadece yanına gelir, sessizce uzanırlar. O anda bütün karmaşa anlamını yitirir. Çünkü artık yalnız değilsindir.
Evde bir kedinin varlığı, huzurun en sade halidir. Onlar evin enerjisini değiştirir; stresin yerini huzur alır, gerginlik yerine tebessüm gelir. Bazen bir koltuk köşesinde, bazen dizinin üstünde...
Günün sonunda koltuğa uzanırsın; elinde çay, kucağında sıcak bir kedi. Ne sosyal medya, ne telefon, ne de dış dünyanın karmaşası… Sadece sen, o mırıl mırıl ses ve kalbinde büyüyen sakinlik. Bir mırlama uzağında, gerçekten huzur var.
Belki de kediler, insanın ruhuna en sessiz ama en güçlü şifayı veren varlıklardır. Bir mırlama uzağında, hayatın ağırlığı hafifler.
0 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...